dizisini çok çok sevip ve her hafta takip eden ben, diziyi hiç izlemeyen bir arkadaşımla gittim bu filme. sonuç; ben tabi ki çok memnundum. arkadaşım da "diziyi izlemediğim halde sevdim filmini" dedi bana. ikimizde mutlu ayrıldık.
(aşağıda yazılanlar filmle ilgili feci spoiler içerir)
-ben kitabını da geçtiğimiz yaz okumuştum yani son hafriyat'ı.
filmi izlerken ne zaman "kolsuz ahmet şimdi şunu yapacak, behzat bunu diyecek, harun şu espriyi yapacak" demişsem o anlarda o şeyler oldu. kitabın aynısı film. bir iki karakter var sadece üstüne. cansu dere olmuş mu diye sorarsanız..yaniiii. olmasa da olurmuş. bence çok da abartıldığı kadar bir oyunculuk sergilemedi. boşuna tantana yapmışız.
-birçok yerde gülmekten yarıldım desem inanır mısınız? valla harun yine saf, yine aptal. iyi tamam bişey demiyorum.
-hayalet köşe bucak tabutun nerden alındığını aradığı sıradaki o sahneleri bir fotoroman şeklinde yapmışlar. çok hoş olmuş ya bayıldım o ayrıntıya. bir de güzel haberlerle gelseydi de neyse.
-ve kolsuz ahmet karakteri. pardon kendini kolsuz ahmet sanan süleyman karakterine can veren hakan boyav. bence çok başarılıydı bu rolde. hele harun'la karşılıklı bir tartışmaları var izlemeye doyamadım.
küfürler var. bir yerde harun cevdet'i pembo ve gorbaçov'dan sigara istemeye gönderdiği sırada nasıl bir şey söylediyse o kadar komik geldi ki bana. hayır küfür değildi ama böyle kafiyeli bi'şeydi. hatırlayan yazsın bana da.
-filmin komik sahnelerinden biri de tabutların yerini öğrenmek amacıyla bir yüzeyaltı tomografi sistemine ihtiyacı olduğunu müdüre söyleyen behzat "napcaksın tomografi cihazını" diyen müdüre "götüme sokcam! içim dışım bir mi ona bakcam" demesi. filmin en güzel sahnelerinden biriydi. ne güldüm lan.
-ve tardu flordun'a gelirsek eğer. kitabı okurken çok psikopat gelmişti o karakter bana. filmde izlerken çok da ahım şahım bi'şey göremedim. hayır zaten çok az göründü. bir de psikologla görüşme sahneleri vardı onla da uğraşıyordu orasını filme koymamışlar. kitapta hatırlıyorum ben behzat'ta oraya gidiyordu araştırma yapmaya çünkü. tardu flordun'a redkit tam mı olmamış yoksa fazla mı ağır gelmiş tam anlamış değilim ama benim kitapta okuduğum redkit ile filmde izlediğim redkit aynı adam değildi. kitaptaki daha vurucu, daha gözü pek daha mi manyaktı sanki. filmle ilgili tek eleştirim bu. ya bilerek redkit'i az gösterdiler hayatını şöyle bi geçtiler ya da zaten böyle göstercektiler kitaptakine bağlı kalmadılar.
-veee neşet ertaş..zülüf dökülmüş yüze çaldı ya la. birlikte söyledik valla neşet babayla.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder