Dün gece ardı ardına Sezen Aksu şarkıları dinlerken fark ettim.
Ben, ne Ada Vapuru'nu ne Oh Oh'u ne Rakkas'ı ne de Yalnız kulları'nı hiçbir zaman açıp dinlememiştim. Yani hani olur ya öyle radyoda çalar sen eşlik edersin. Ya da arkadaşlarla bağıra çağıra söylersin. İşte öyle benimkisi de.
Neden kendi hür irademle, kendi isteğimle dinlemediğimi düşündüm de;
Çünkü ben Sezen Aksu'yla Kaybolan Yılları'ma o Son bakış'ı atmayı seviyordum.
Sezen "işte biz o gün Tükeneceğiz" derken ben, Şu saniye'de "Pişman olduğun zaman dön" dediğim kişiyi beklemeyi seviyordum.
Sen Gidiyorum dediğin andan itibaren ben, ne zaman sana Hoşgeldin diyeceğimi hayal etmeyi seviyordum.
Üstünden seneler geçmesine rağmen ben Hala haber bekliyorum senden.
Kolay olmadı tabi sensiz geçen günlerim, aylarım, senelerim.. Kolay olmayacaktı da biliyordum.
Ama yine de içimdeki o umudu hep yaşattım. O çocuğu hep büyüttüm.
Bir gün bana Bırak beni derse eğer, işte o büyüttüğüm çocukta ölecekti içimde.
İşte o zaman kimse bana Gülümse demesin, çünkü sizin gibi olamayacağım artık.
Kimse bana "kolay olmayacak tabi Küçüğüm" diyerek avutmasın beni.
Kimsenin tesellisine, boş sözlerine ihtiyacım yok.
Sen ağlama demesin. En az onlar da benim kadar biliyorlar gözyaşlarının bir kadın için ne kadar değerli olduğunu.
Hiçbir zaman Seni kimler aldı diye Sitem etmemiştim. Şimdi de etmiyorum zaten.
Ben sadece.. Yani.. Yine yeni yeniden..
Bir şeyler olamaz mı demek iste..
Unut gitsin
Şimdi içinden Eskidendi, çok eskiden diye geçiriyorsun biliyorum.
Erkekler böyleler değil mi? Senin gibiler hep.
Ben bir seni tanıyorum da..
Yok yok kendime de kızıyorum tabi.
Bazen Tanrı istemezse diye bir kavram olduğunu unutuyorum.
Ve bu bana çok pahalıya patlıyor.
İkinci bahar'ında mutluluklar..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder